Yakınlarda bir senaryo yazmaya başlayacaksınız. Peki ne anlatacaksınız? Eğer hikayenizi bir cümlede özetleyebiliyorsanız, hikaye anlatmanın en önemli adımını başarmış, iyi bir yoldasınız demektir. Hikaye cümlesi nedir? Örneğin Yavuz Turgul’un Eşkıya filmi şöyle başlar. ‘35 yıl önce Cudi dağında bir eşkıya çetesi, jandarma tarafından yakalandı. Bu 35 yıl içinde ya hastalıklardan ya da hesaplaşmalardan dolayı şakilerin hepsi cezaevlerinde can verdi. Biri dışında… Yavuz Turgul bakın ne kadar iddialı. Seyirciye daha filmin başında yaşayan son eşkıyanın hikayesini anlatacağını söyledi. Daha başka bir ifadeyle bir senaryo cümlesinde olması gereken her şeyi iki cümleyle özetledi. Artık filmin temel fikrini ve başkarakterin kim olduğunu biliyoruz. İşte buna senaryoda ‘hikaye cümlesi’ denir.
Senaryoda hikaye cümlesini Yılmaz Erdoğan’ın son filmi Ekşi Elmalar üzerinden değerlendirmeye geçmeden önce biraz filmden bahsedelim. Filmin senaryosunun gerçek olaylardan yola çıkarak yazdığını söyleyen Yılmaz Erdoğan Ekşi Elmalar için ‘Dedemin, teyzelerimin hikayesi’ demiştir. Filmin ilhamını kendi belleğindeki aile hikayesi üzerine kurmuştur ki bu bir senaryonun gerçekçi olmasını sağlayan en önemli kaynaklardan biridir. Peki hikayeye adını veren ve ilginç bir başlık olan ‘Ekşi Elmalar’ın hikayesi nedir? Aslında hikayenin konusu filmin içinde çok güzel özetleniyor.“O şehirde iki şey çok meşhurdu; Reis’in bahçesi ve Reis’in kızları”. Ekşi Elmalar’da 1970’lerin sonunda Hakkari’de yaşayan 1990’lardaysa Antalya’ya göç etmek zorunda kalan Reis’in ailesinin öyküsü anlatılmaktadır. Hakkari’de başlayan öyküde Reis’in hem elma bahçesi hem de kızlarının güzelliği dillere destandır. Kızlarına ve elma bahçesine büyük özen gösteren Reis bir yandan bahçesini güzelleştirmek için uğraşırken bir yandan da üç kızının (Muazzez, Türkan ve Safiye) talipleriyle uğraşmaktadır. Reis kim midir? Reis Yılmaz Erdoğan’ın dedesinden esinlenerek yarattığı filmin ana karakteri eski belediye başkanı Aziz Özay’dır.
Ekşi Elmalar’da Reis’in hayattaki en önemli amacı yeniden belediye başkanı seçilmekken, babalarının korkusundan evlerinin bahçesinden burnunu bile dışarıya çıkartamayan üç kızının en büyük hayaliyse fotoromanlardaki aşk hikayelerine benzer aşklar yaşayıp, iyi bir evlilik yapmaktır. Fakat Reis gibi otoriter ve baskıcı bir babanın müdahaleci kimliğiyle evleneceği adamı özgürce seçmeleri pek mümkün olmayacaktır.
Gelelim hikayeye ismini veren Reis’in meşhur elma bahçesine. Reis Aziz Bey’in gözü gibi baktığı elma bahçesinde bir ağaç dışında diğer tüm elma ağaçları kırmızı ve tatlıdır. Reis’in tuttuğu ziraat mühendisi (Hatip) bile aşılama yapıp baş edemediği bu yeşil ve ekşi elma ağacı adeta kafa tutuyor gibidir. Gün gelir Reis kendince terbiye edemediğini düşündüğü bu ağaca tahammül edemeyip kökünden kesmeye kadar işi götürür. Fakat Hatip’in buna gönlü razı olmaz Reis kesmeden önce ekşi elma ağacının fidesinden alır ve memleketi Antalya’ya döndüğünde kendi bahçesine dikip boy vermesini sağlar. Hatip yalnızca ekşi elma ağacının fidesine değil Reis Bey’in kızlarından birine (Mualla’ya) da talip olur. Fakat Reis sence ben aynı mıyız? Biz birbirimizden farklıyız ve bu işin oluru yok diyip Hatip’in kızına olan aşkını kesin bir biçimde ret eder. Belediye reisi seçilirse şehre teleferik getirmeyi düşünecek kadar kafada yenilikçi bir adam olan Reis gerçek hayattaysa tıpkı ekşi elma ağacına olduğu gibi farklılıklara, yeniliklere tahammül edemeyecek kadar katı ve muhafazakardır.
Gelelim hikayenin bizi ilgilendiren kısmı; senaryo cümlesine. İyi bir hikayenin iyi bir film adı bütün bir filmi bize verebilir. Oysaki ‘Ekşi Elmalar’ bir cümle değil yalnızca bir sıfat tamlaması. Peki bu sıfat tamlamasının içine Yılmaz Erdoğan neler sığdırmış gelin yakından bakalım. Bütün masallar “gökten üç elma düştü”yle başlarken bizim gökten üç elma değil bu sefer ekşi bir elma düşer. Ekşi elmayla ilgili ne anlatabiliriz. Ekşi elmayı herkes sevmez. Hele yeşil, sulu ve ekşiyse. Hep daha tatlı daha kırmızı elmalara tercih edilir. ‘Ekşi Elmalar’ ekşi elma sevmeyen Reis Aziz Bey’in hikayesidir.
Ekşi Elmalar: Ekşi Elma sevmeyen birinin öyküsüdür. (Filmin Başkahramanı Reis Aziz Bey)
Ekşi Elmalar: Reis Bey’in hepsini aşılatıp kırmızı ve tatlı hale getirdiği elma bahçesinin tek ekşi ağacıdır. Aynı zamanda Reis’in nazarında yok edilmesi gereken bir başkaldıran, asidir Dolayısıyla Ekşi Elmalar; filmin başkahramanının farklılıklara, kendisinin kontrolü dışında gelişen olaylara tahammül edemeyen kişiliğinin de bir temsilidir.
Ekşi Elmalar: Ekşi Elmalar Reis’in bahçesinden başka dışarı yüzü görmeyen üç kızının da dış dünyayla bağlantı kurduğu tek mekandır.
Ekşi Elmalar: Reis’in en küçük kızı Muazzez ve şehirli Özgür’ün diğer kızlarından farklı imkansız aşklarının başlangıç yeridir.
Ekşi Elmalar: Reis’in bahçesi ta ki memleketlerinde işlerin yolunda gitmeyip Antalya’ya göç etmek zorunda kalmalarına kadar değişime direncin, kök salmanın, geçmişle bağ kurmanın mekanıdır.
Ekşi Elmalar: Hayat gibidir. Çünkü hayat Reis’in bahçesindeki tek Ekşi Elma ağacının tüm çabalara rağmen farklı ve dimdik ayakta kalması gibi yeniliklere ve değişmeye açık hatta bazen zorunludur.
Sonuç olarak elinizde bir elma var. Ne mi yapacaksınız? Elmadan senaryo cümlesi mi olurmuş demeyin? Hemen karar vermeden önce Ekşi Elmalar’ı görün derim.
Siz de fikrinizi belirtin